Prof. Dr. Yavuz YENİÇERİOĞLU

Nefroloji Nedir?

Nefroloji, Yunanca Nephros; böbrek ve logy; çalışma alanı sözüklerinin birleşiminden oluşur. Nefroloji, böbrek işleyişi, böbrek hastalıkları, böbrek sağlığının korunması ve böbrek hastalıklarının tedavileri ile ilgilenenbilim dalıdır. Nefroloji bilim dalı, sıvı elektrolit bozuklukları ve hipertansiyon dahil olmak üzere böbrek hastalıklarının tanı ve tedavisi ile diyaliz ve böbrek nakli hastalarının bakımı ile ilgilenir. Hastalar akut böbrek hasarı, kronik böbrek hastalığı, hematüri, proteinüri, böbrek taşı, hipertansiyon, asit/baz veya elektrolit bozuklukları gibi çeşitli nedenlerle nefroloji uzmanlarına sevk edilir. Ülkemizde Nefrolog (Nefroloji uzmanı) olabilmek için 6 yıllık tıp eğitimi, 4 yıllık iç hastalıkları uzmanlık eğitimi ve 3 yıllık nefroloji yandal uzmanlık eğitimi tamamlanmalıdır.
Devamı...

Böbreklerin Görevleri Nelerdir?

Böbrekler bel bölgesinde, omurganın her iki yanında fasulyeye benzeyen organlardır.  Erişkinde normal bir böbrek yaklaşık 12 cm boyundadır. Kanın filtre edilmesi ile oluşan sıvı böbrek tübüllerine ilerler. Böbrek tübüllerinde filter edilen sıvının önemli bir kısmı ve içeriğindeki yararlı maddeler geri emilimi ve baz zararlı maddelerin tübüllere atılmasıyla idrar oluşur. Böbreklerde oluşan idrar önce havuzcukta (renal pelvis) toplanır, ardından, üreterler yoluyla mesaneye iletilir. Mesaneden sonrada üretra yoluyla da vücut dışına atılır. Böbreklerimizin temel görevleri aşağıda sıralanmıştır Vücutta oluşan bazı zararlı ve atık maddelerin (üre, kreatinin ve bazı azotlu maddler) idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak. Böbrek hastalığı varlığında bu maddelerin kan düzeyleri artar. Kan yapımını uyaran eritropoietin adlı hormonun üretimini yapmak. İleri böbrek hastalıklarında yeterli eritropoietin üretilememesi nedeniyle kansızlık (anemi) gelişebilir. D vitaminini aktif hale getirmek. Böbrek hastalıklarında aktif D vitamin düzeyi azalmasına bağlı olarak kalsiyum, fosfor dengesi ve kemik yapı bozuklukları gelişebilir. Sıvı elektrolit ve asit baz dengesini kontrol altına almak. Bu sistemler olumsuz etkilendiğinde ölüme kadar gidebilen ciddi sorunlar yaşanabilir. Kan basıncını düzenlemek. Kan basıncı düzenlenmesi böbreklerin önemli görevlerindendir. Böbrek hastalıkları, böbrek atardamar darlığı gibi pek çok neden hipertansiyon nedenleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle hipertansiyonu olan bireylerin nefrolji kontrolünde olmaları önemli yararlar sağlacaktır
Devamı...

Böbrek Hastası mıyım?

Böbrek hastalıklarında yakınma ve bulgular değişkendir. Böbrek hastalıkları genellikle sinsi seyirlidir ve özellikle erken ve orta aşamalarda herhangi bir anormalliğe yol açmaz ve hastaların herhangi bir yakınması olmaz. İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, çay rengi –kola rengi-kanlı idrar yapma, idrarda köpürme, idrar yaparken zorlanma, idrar kaçırma, şiddetli sancı, ödem gibi yakınma ve bulgular olabilir. Eşlik eden komlikasyonlara bağlı olarak ta nefes darlığı, halsizlik, çabuk yorulma, bilinç değişiklikleri, nöbet, kalp ritm sorunları vb gibi yakınmalarda eşlik edebilir. Bazende böbrek hastalığına yol açan hastalığın bulguları tabloya hakim olabilir. İleri evre böbrek yetmezliği varlığında ise bulantı, kusma, iştahsızlık, kilo kaybı, kaşıntı vb mevcut olabilir. Böbrek hastalıkları tanısı genellikle kontrol veya başka amaçla yapılan tetkikler sırasında tesadüfen saptanır. Kronik böbrek hastalığı gelişimi için risk altındaki bireylerin düzenli aralıklarla taranması, erken tanı ile ilerleyici böbrek hastalığı gelişimi engelleyebilir. Böbrek hastalığı gelişme riskinin arttığı durumlar aşağıda sıralanmıştır. ·         Şeker hastalığı ·         Tansiyon yüksekliği ·         Kalp-damar hastalıkları ·         Obezite ·         İleri yaş ·         Ailede böbrek hastalığı varlığı Böbrek taş hastalığı Böbrek hastalılklarının tanısı sıklıkla basit kan ve idrar tetkikleri ile mümkündür. Erken tanı ile hastalık ilerlemesinin engellenmesi-yavaşlatılması çoğunlukla sağlayanacaktır. Böbrek sağlığı ve hastalıkları hakkında farkındalığın arttırılması, bu amaca hizmet eden en önemli unsurdur.
Devamı...

Hipertansiyon

Atardamar içinde bulunan kanın, damar duvarına yaptığı basınç kan basıncı olarak adlandırılır. Doku kan akımının sağlanabilmesi için kan basıncı değerleri belli bir düzeyin üzerinde olmalıdır. Kan basıncı değerleri iki rakam ile ifade edilir. İlk rakam kalbin kasılma anında oluşan(sistolik veya büyük) basıncı, diğeri ise kalbin gevşemesi sırasında oluşan (diastolik veya küçük)basıncı ifade eder. Türk Hipertansiyon uzlaşı raporuna göre; erişkinlerde (>18 yaş), hekim tarafından yapılan standart ölçüm ile sistolik KB ≥140 mmHg ve/veya diyastolik KB ≥90 mmHg olması hipertansiyon (yüksek KB) olarak tanımlanmaktadır. 80 yaşından büyüklerde sistolik KB’nin 150 mmHg’ye kadar kabul edilebilir olduğu bildirilmektedir. Ancak hastane ortamında ölçülen kan basıncı değerleir bazen olduğundan yüksek (beyaz önlük hipertansiyonu)  veya düşük (maskeli hipertansiyon) olabilir. Kan basıncı holteri ile evde 24 saat boyunca belirli aralıklarla kan basıncının ölçümü ve kayıt altına alınmasıyla hipertansiyon tanısının daha sağlıklı konmasını ve kan basıncı yükünün değerlendirlmesini mümkün kılar. Kan basıncı değerlerinin yükselmesi ile beraber damar hasarı, ilerleyen aşamalarda damar tıkanıklıkları ile beraber organ hasarı(kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği gibi) gelişebilir. Kan basıncı artışı ile beraber kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riski de artmaktadır. Böbrekler, su tuz dengesinin  düzenlendiği ve kan basıncınını düzenleyen bazı hormonların salgılandığı ve etkisini gösterdiği organlardır. Hipertansiyon tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme değişilikleri son derece önemlidir. Erken ve haffi olgularda bu yaklaşımlara şans vermek gerekir. Yeterli yanıt alınmayan ve orta-şiddetli olgularda ise yaşam tarzı değişliklerine ek olarak ilaç tedavisi de başlanmalıdır İlaç seçimi hasta özellikleri, yandaş hastalıklar dikkate alıanrak kılavuzlar ışığında bireyselleştirilerek uygulanmalıdır. Hipertansiyon tedavisinde önerilen yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet aşağıda sıralanmıştır. Fazla kilolardan kurtulup, ideal vücut ağırlığına ulaşılması Sigaranın mutlak surette bırakılması Düzenli egzersiz yapılması Diyet tuz tüketimini azaltılması, bkz düşük sodyumlu diyet Alkol tüketimin azaltılması Aşırı kahve tüketilmemesi Sebze, meyve ve lifli gıda tüketimini arttırılması Daha çok balık tüketilmesi Yukarıda belirtilen önlemlerin herbiri kan basıncı kontrolünde tek başına etkili olmakla beraber, bu önlemlerin bir arada uygulanması toplam etkiyi arttıracaktır.
Devamı...